Ne hissetsem bilemediğim çalışma tempomun bir sonucu da blog'tan uzak kalmam oldu. Kesinlikle bir bahane olmamakla birlikte artık daha az okuyorum ve daha az yazıyorum. İş yerimde geçen 8-9 saatin ardından eve gelince bir şeyler atıştırıp, çay içmekte buluyorum teselliyi ve yarın da erken kalkacağım diye hayıflanıyorum. Çalışan bireylerin ortak yazgısı bu mu ? Bu ise eyt'ye tez vakitte çözüm gelmesini kuvvetle savunmaya niyetleniyorum.Her neyse her daim serzenişten vazgeçip gelelim esas amacıma
Ardı sıra okumuş olduğum üç kitap var bu ara, müsaadenizle değinmek isterim.
İlk okumuş olduğum kitabı, twitterda takip ettiğim birkaç hesapta görmüş olup daha sonra kitapçının indirim reyonunda gördüğümde de var olan aşinalık sebebiyle alıp okumaya karar vermiştim. Kitabın ismi, Neden Feminist Değilim ? Jessa Crispin adında bir Amerikalı kadının kaleme almış olduğu bu kitap klasik bir blog yazısını örneklendirmekte. Oldukça basit ve anlaşılır bir dille yazılmış olan bu kitapta temel olarak irdelenen feminist kavramı. Kime feminist derken kime denilmez nasıl sınırlandırılır nasıl etiketlendirilir vs. Hızlıca okunabilecek, bize minnak bir özet sunan bu manifesto genç çevirmen Ebru Kürkçü tarafından Türkçe'ye kazandırıldı.
Daha sonra okumuş olduğum kitap, 50lik banknotlardan tanıdığımız, ilk kadın roman yazarımız Fatma Aliye'ye ait. Fatma Aliye, Refet'i kaleme alarak çağlar boyu sürecek olan kadının edebiyatta var olma mücadelesine öncülük ediyor. Okur yazar oranının çok az olduğu o yıllarda, edebiyat da zengin uğraşı. Fatma Aliye de saygın bir ailenin kızı olmasından ötürü iyi bir eğitimin ardından peşi sıra okuduklarına öykünerek yazma uğraşına giriyor. Refet de bu var olma mücadelesine istinaden yoksul bir kızın okuma aşkını ve öğretmen olma serüvenini anlatıyor. Dönemindeki tüm eserler gibi tesadüfler silsilesiyle ilerleyen öyküyü okumak oldukça dinlendirici, kolayca okunuveriyor. Bir çırpıda bitebilecek bu eserde elbette ki günümüz Türkçesine uyarlayan Senem Timuroğlu'nun katkısı da büyük. Senem Timuroğlu'nun çalışma alanına paralellik gösteren bu uyarlama işi, Refet, aynı zamanda hemen hemen hepimizin de bildiği ve sevdiği Çalıkuşu romanındaki Feride karakterine de yön verdiği söylenebilir.
Ve son olarak, biricik Tezer Özlü'nün kendi adıma en keyifsiz eseri, Yeryüzüne Dayanabilmek İçin.
Tezer Özlü'nün ölümünün ardından dergilere ve gazetelere yazmış olduğu güncel yazıların derlenmesi ile oluşturulmuş, dostları tarafından yayınlanmış bu kitap, 80'li yılların kültür sanat işlerini içeriyor. 80'li yıllardan bu yana geçen uzun zaman ve benim o yıllara uzaklığım dolayısıyla kitapta geçen pek çok ismi bana yabancı kılıyor. Kitaptaki ödül törenlerine baktığımda ödüllü eserler aksine günümüzde kült olarak anılmayan, unutulmuş eserler.
Tüm eserlerinin içinde en az kendi benliğine rastladığımız eseri Tezer Özlü'nün. Bu bakıma öncelik diğer kitaplarına verilmeli usta yazarın.
Ardı Sıra hayatıma eşlik etmiş tüm kitaplara teşekkürlerimle